Dağın Dininden Ovanın Diline
Nihal Bengisu Karaca
[email protected]
18 Mart 2011 Cuma
Dağın Ardına Bakmak'ı okurken, Halime Kökçe'nin "Demokratik Açılım"ın dinamiklerine ışık tutan "AK Parti ve Kürtler" kitabına da dikkat etmek lazım. "Okur Kitaplığı" yayınlarından çıkan dört başı mamur çalışma, hükümetin attığı adımları "ihanet açılımı" olarak nitelendirenlerin ya da "açılım fos çıktı" ekürisinin sevincine çomak sokarken, hükümeti eleştirmekten de geri durmuyor. Fakat kitabın gözden kaçırmamamızı istediği bir şey var: Çözüm yolunda atlanılacak en önemli eşiğin aşıldığı gerçeği. Masal çağı kapandı.
"Kürtler ve PKK arasına kalın bir çizgi çekip ikisini birbirinden ayırma" metodu, adına ister terör deyin isterse iç savaş, trajik bir sorunla cedelleşen toplumu yönetmeyi kolaylaştırıyordu ama sorunları da hep erteliyordu. Sorunu "asayiş sorunu" olarak görmek, indirgemeci olduğu kadar Kürtlerin kimliklerine ilişkin talepleri görünmez kılan bir perde görevi görüyordu. Bu perde yırtıldı. İktidar partisinin "Kürt meselesinden" bahsettiği anda, Kürtler için siyasette daha etkin ve meşru bir zemin elde etme imkânı doğdu. An itibarıyla AK Parti'nin tek gerçek muhalifi olan BDP, artık dağ dışındaki bir seçeneği etkin bir biçimde kullanma olanağına sahip ve kullanıyor da... Çözüm buradan gelecek.
Sonuç: AK Parti'yi siyasetin merkezine eklemleyen, Milli Görüş eksenli siyasal İslam dilini değiştirip AB doğrultusunda attığı adımlar, ekonomik büyümede sağladığı başarılar, kısaca seküler dünyanın parametreleri doğrultusunda mobilize olması olmuştu. DTP-BDP çizgisini "sekülerleştiren" de AK Parti oldu diyebiliriz.
http://www.haberturk.com/yazarlar/611530-her-din-sekulerizmi-tadacaktir