Her şey hakkında bir yazı

Her şey hakkında bir yazı

Kamil Yıldız’ın öykü kitabı “ Her şey hakkında bir öykü” Okur Kitaplığı yayınları arasında çıktı. Biz de okuduk...

 

15 Mayıs 2010

Bir ilk kitap bu… Kitaptaki öykülerin çoğu daha önce Dergâh, Derkenar gibi dergilerde yayınlanmış. Bu da, öykülerin erbabınca bir elekten geçirildiğini, şimdi de okura sunulduğunu gösteriyor.

Hemen her öyküde geçen 'ses' objesi aslında hayata direnen öykü metaforuyla bire bir örtüşmüş. “Bir ses peşine düşüyor, sesleniyorlar sana, kulağının içinde uğulduyor ses; koşarak çağrıldığın yere gidiyorsun.

Yazarı yazmaya iten sebep daha ilk öyküde vurgulanıyor. “ kaybettiğim ve peşinden gitmeye kalkıştığım bu sesi ilk ne zaman ve nasıl duyduğumu elbette biliyorum, hani o güya her yaptığını belirsizliştirenlerden değilim ; ak bir yüzle yola çıkmayı yeğledim.”

Hemen her öyküde dikkatimizi çeken şey;  genç yazarın sürekli etrafını gözlemlediği ve  en sıradan olaylardan bile çarpıcı sonuçlar çıkartarak ismi gibi her şey hakkında söyleyecek bir sözü olduğu gerçeğidir. Kitabın sonlarında yer alan “ parkta oturanlar”ı okursanız ne demek istediğimi daha somut anlarsınız.

Her şey hakkında bir öykü'nün dikkatli bir gözlemle yeni unsurlar keşfetmek isteyen, satırlar arasında keyifli bir yolculuk yapmak isteyenlerin kaçırmaması gereken bir kitap olduğunu, modern öykücülüğün objelerini barındırdığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Yazarın her öyküsü başka zamanlarda ve farklı zamanlarda geçse de vermek istediği mesaj tek. O da şu : Nerde olursanız olun, nerde yaşıyorsanız yaşayın hayatın her karesi size mutlaka bir şeyler fısıldamaktadır.Yeter ki içinizdeki bu sese kulak verin.

 “Hesap edilmiş her iş aklın göstergesidir. Her imkansızın kendi içinde bir umudu da taşıdığını da düşünüyorum. İsyan yalnızca isyandır, kimse adına yapılmaz ; kendisi için vardır.” vb. İfadeler en başta söylenmesi gereken cümleler olarak karşımıza çıkıyor.

Yer yer deneme havasını hissettiren paragraflarla yazar okurun ilgisini canlı tutmayı, sıradanlıktan sıyrılıp hayata anlamlı bakması gerektiğini vurguluyor.

“ Buraya niçin gelmiştim.? Elbette oturmak, dinlenmek, parktaki insanları izlemek için. Aslında bazı soruların cevabını arıyordum. Bir parka niçin geldiniz.? Ve neden bu park.? Kendi nedenimi biliyor, başkalarının ise merak ediyorum. Evet, sırf bunun için geldim buraya.”

Son olarak belirtmeden geçemeyeceğim bir husus var ki asıl başarısı burada yazarın: Gündelik hayatın sarmalı arasında görülmeyen ama dikkatli gözlerce asla ihmal edilmeyen detaylar ustaca satırlar arasına gizlenmiş. Sanırım öğüdüne kulak versek iyi olacak. Ne diyor yazar:

“ Yönümü bulmak istercesine debelendim. Bu koridorda koştum ve durdum. Sonra biraz daha. Sonunda bu çabalarımdan şu sonuca varmıştım: Biraz daha çabalamam gerektiğine...Ve madem ben aradığımı bulamamaktan mustariptim, bulana kadar daha çok ve daha sık nerede olduğumu ve nereye gitmem gerektiğini sorarak küçük fakat sağlam adımlarla ilerleyeceğim.” 

Her Şey Hakkında Bir Öykü, Okur Kitaplığı  – Mart 2010

Osman Nuri  Hoşdoğdu

 

http://www.haberkultur.net/haberoku-1657-Her_sey_hakkinda_bir_yazi.html