Kutlu'yu seven onu da sever!
Onun hızına erişmek ne mümkün. ‘Yılmaz Yılmaz’ müstear isim gibi gelebilir size ama değil.
16 Temmuz 2010
Sâlik Yola Düşünce, Yılmaz Yılmaz’ın ilk öykü kitabı. Çeşitli dergilerde yayınlanan öykülerin bir yekûnu olarak okuyucunun karşısına çıktı Sâlik Yola Düşünce. Bir nevi, adından da anlaşılacağı gibi “yola çıkan öykücünün” yollardan derlediği görüntüler var kitapta. Duyduğu, gördüğü, bildiği her ne var ise, onların içinde kayıt düşülmesi gerekenleri kağıda zapt etmiş Yılmaz.
Mustafa Kutlu’nun kitaplarındaki izlek onda da var
Eğer, iyi bir Mustafa Kutlu okuyucusu iseniz, Yılmaz Yılmaz okumaktan keyif alacağınızı garanti edebilirim. Nazan Bekiroğlu’nun “Hepimiz Mustafa Kutlu’nun paltosundan çıktık” sözü, tam da Yılmaz için biçilmiş kaftan. Kutlu’nun Sır, Yokuşa Akan Sular ve Yoksulluk İçimizde kitaplarındaki izlek Yılmaz’ın öykülerinde yeniden neşet etmiş adeta.
İlk anda, Yılmaz Yılmaz’ın öykülerini okumamış olan birileri yazarın hayli yaşlı olduğu kanaatine bile varabilir. Oysa Yılmaz genç öykücülerimizden. Birçok dergide öyküleri yayınlanıyor. Hızına yetişmek –neredeyse- sadece Ahmet Mithat Efendi’nin yapabileceği bir iş. Bu durumda, “bu kadar dingin öyküleri nasıl yazıyorsun” sorusunu sormaktan kendimi alamıyorum. Öyle ki, kimi acemilikleri, söz dizimi yanlışlıklarını bir kenara bırakırsak, duru, dingin ve de bakir bir yere götürüyor Yılmaz’ın üslubu ve seçtiği konular. Konu demişken, Cemal Şakar’ın da öykülerinin izleri neredeyse Yılmaz’ın okuma serüveninde yer bulup, öykülerinde Cemal Şakar öyküsüne kardeş bir boyut hazırlamış. Yol Düşleri’ndeki seyir Salik Yola Düşünce öykülerinde de var.
Farkı ne diğerlerinden?
Yılmaz Yılmaz’ı biricik kılan bir taraf var mı? Öyle ya, mesel anlatmanın dert anlatmak kadar birdenbire olduğu bir coğrafyada, Yılmaz’ın öykülerindeki farklılık nedir? Kanaatimce Yılmaz’ın ironik dili, iç konuşmalarındaki akıcılık ve çift kahramanlı öykülerde sıkı ayrıştırma yapması onun öyküsünün başat özellikleri olacak.
Manevi ve fantastik öğeleri iç içe kurguladığı “Az Kullanılmış Temiz Bir Kalp Satılıktır” öyküsünde ‘zekâ’ya; “Aşağıda İnsanlar” öyküsünde ‘kavrayıcı bakış’a; “Sentetik Çorap”ta ‘dile hâkimiyet’e; “Siste” ise ‘insanlık halleri’ne ve ‘silinip gidenin bıraktığı iz’e göz kırpıyor Yılmaz.
Toplumcu, sanat için edebiyat vs. sınıflamalarından özge; başka bir duyarlılık için yazılmış öyküler Sâlik Yola Düşünce.
Sâlik yoluna devam edecek mi?
Yıllar önce, Kırşehir İl Halk Kütüphanesi’nde okuduğum Mustafa Kutlu, Cemal Şakar öykülerinin bakirliğine yol almış hissine kapıldım Sâlik Yola Düşünce’yi okurken. Bu kitap için, oturmuş bir dil, bir başyapıt vs. benzetmelerini kullanmam abes olacaktır. Zira öykücünün tevazuu zaten başlığa yansımış. Ancak şu var ki, Yılmaz Yılmaz bu damardan gittiği müddetçe bir gün Türk edebiyatının önemli-değerli isimleriyle anılacaktır. Umarım ‘sâlik’ yoluna devam eder. Umarım öyküden fire vermeden devam eder.
Mansur Yılmaz işaret etti
http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=4088