NESLİHAN DEMİRCİ
Hikâyeleriyle tanınan Cemal Şakar’ın ikinci deneme kitabı Yazının Gizledikleri adıyla yayımlandı. Şakar, kitap boyunca Necip Fazıl, Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil, Rasim Özdenören, Sezai Karakoç gibi şair/yazarların, kendi devirlerinde kabuk değiştirse de özünde aynı sorunlarla mücadele içine girdiklerini anlatıyor.
Modern hayatın dayattığı handikaplar karşısında her gün kendimize sormadan edemiyoruz: Nasıl bu hâle geldik? Beraberinde nereden gelip nereye gittiğimizi sorguluyoruz. Peşine düştüğümüz asıl soruya dayanıyoruz nihayet: Peki, ben kimim? ‘Kim’liğimiz, mensubu olduğumuz toplumun hikâyesinde saklı. Toplumun zihinsel süreçlerinin, olgunlaşma yolunda geçirdiği aşamaların izini sürmek için siyasi tarihine, düşünce tarihine, sanat ve edebiyat mecralarına bakmak gerek. Düşünce dünyamızı şekillendiren eserlerle hâlleşmeye sıvanan ve modernleşme maceramızın bilhassa edebiyattaki yansımalarını konu edinen Yazının Gizledikleri, buna imkân sunuyor. Hikâyeleriyle tanınan Cemal Şakar’ın ikinci deneme kitabı Yazının Gizledikleri adıyla yayınlandı. Yazarın ilk deneme kitabı Yazı Bilinci 2006’da yayınlanmıştı.
Kitaptaki ilk yazısında yazar, yıkılmak üzere bir devletten geriye kalan yangın yerinde telaşla koşturan Mehmet Akif’in medeniyet tasavvuruna odaklanıyor. “Batı medeniyeti karşısında nasıl bir duruş sergilenmeli” ve “nasıl bu zillete düştük?” soruları etrafında bir çözüm arayan Akif’in dünyasına bir kapı aralıyor. Kitap boyunca Necip Fazıl, Cahit Zarifoğlu, Nurettin Topçu, Nuri Pakdil, Rasim Özdenören, Sezai Karakoç gibi güçlü şair/yazarların, kendi devirlerinde kabuk değiştirse de özünde aynı sorunlarla mücadele içine girdiklerini görüyoruz. Müslüman bir sanatçıya biçilen sorumluluğun bilin-ciyle ve endişesiyle yazıyorlar. 70’lerde ve 80’lerde yetişenlerin, dönemin ortak hayat algısı sayesinde bigane kalamadıkları bu karizmatik isimlere yeni kuşakların aşina olmadıklarını tahmin etmek zor değil. Bu anlamda gençlerin eski tüfeklerle tanışması için güzel bir vesile olabilir bu kitap.
Nâzım Hikmet’in mektupları, Peyami Safa’nın Yalnızız romanındaki hayalî mekânı Simeranya, Hasan Aycın’ın masalları, kitapta kendine yer bulan farklı konular. Ayrıca Yahya Kemal, Halide Edip, Yakup Kadri, Ahmet Mithat gibi Türk edebiyatının klâsik şair ve yazarlarına dair eleştiri ve değerlendirmeler de kayda değer. Cemal Şakar’ın kitabında Sevim Burak ve İhsan Oktay Anar gibi modern yazarların eserlerine; Ömer Lekesiz’den Adnan Benk’e ve Mustafa Ruhi Şirin’e kadar uzanan geniş bir yelpazesi var.
Her biri farklı renkte denemelerden oluşan Yazının Gizledikleri için kurutulmuş kır çiçeklerinden derlenmiş bir demet denilebilir. Kurutulmuşlarıyla yetinmez de çiçeklerin kokusunu ciğerlerinize çekmek isterseniz, asılları da kütüphanenin tozlu raflarında okurlarını bekliyor.
Kitaptan: “Aslında imge yoktur hep imgelenen vardır ya da başka bir söyleyişle gösteren yoktur, hep gösterilen vardır. Hem gerçek dediğimiz nedir ki? İnkârımızla gerçekleşenin gerçekliğinden başka!” (Ömer Lekesiz’den 128)
“(…) Yaratılış bilgisine doğru yönelme-yen ve bunun gereği zihinsel edimleri manevi kaynaklarla donatmayan insan zamanla kendi kendisinin engeli olmaya başlar. İnsan, aşmak zorundadır kendi kendini. Önemli olan insanı, içinde, çok gizemli bir yerinden yakalamaktır. Kuşkusuz gelip dayanıyoruz gene insanın yiğit yanına. Bulup çıkartalım ışığa gömümüzü; sorumluluğumuzun büyüttüğü onuru. ‘Kül’e baş eğmeyen insan, haydi değiştir yeryüzünü.’(Nuri Pakdil’den, 54)
|