Olağan şüpheliler
10 Mart 2011 Perşembe
Star Açık Görüş ekinin editörü Halime Kökçe Ak Parti ve Kürtler adlı kitabında güncel siyasetin bu iki önemli öznesinin ilişki ve çelişkilerini, iktidar partisinin Kürt meselesine bakışını ele alıyor
AYŞE DÜZKAN
Gazetemizin Açık Görüş ekinin editörü Halime Kökçe’nin yüksek lisans tezini genişleterek kapsamlı bir kitap çıkarttı ortaya: Ak Parti ve Kürtler. Kökçe, konuya anlamlı, pratik ve faydalı bir soruyla başlıyor: “Kürt sorununu çözmemek mümkün mü?” Bu soru, hatırı sayılır bir oyla iktidara gelmiş ve halen iktidarda olan bir partinin Kürt meselesini göz ardı etmesinin mümkün olup olmadığı sorusunu da getiriyor beraberinde.
Kürt meselesini Cumhuriyet tarihi boyunca siyasal skalanın en solunda bulunan partiler, örneğin TBMM’de de temsil edilen Türkiye İşçi Partisi ele almış, genellikle de bu sebeple kapanmak zorunda kalmıştı. Ak Parti’nin geldiği siyasi gelenek ise, skalanın farklı bir tarafında yer alıyor. Bunlar, Kürtlerin oy verdiği, zaman zaman üst kademeleri de dahil olmak üzere yer aldığı partiler olmakla birlikte bırakın Kürt kimliğini, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgeye ilişkin sorunların bile parlamentoya taşındığını söylemek güç. Öyleyse bu gelenekten gelen AK Parti, Kürt meselesiyle en azından gönül bağını nasıl kuracak?
Halime Kökçe bu soruya pek veciz bir tamlamayla “Cumhuriyet’in olağan şüphelileri” tanımıyla cevap veriyor. Eğer Ak Parti Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde, “kendi yurdunda yabancı” muamelesi gören bir çoğunluğun, Müslümanların sesini temsil ediyorsa, aynı süreçte yarı yolda bırakılan Kürtleri anlaması neden mümkün olmasın?
Sorun olan Kürtler mi?
Burada bir parantez açalım. Bundan kırk sene önce Türkiye’nin gündeminde Kürt meselesi diye bir konu yoktu. Otuz sene önce de... Yirmi beş sene önce terör sorunundan söz ediliyordu. Demirel’in Kürt realitesinden söz etmesi 1992’de oldu değil mi? 2000’li yıllarda Kürt sorunundan söz edebilmeye başladık. Fakat bir durup düşünelim, mesela Elazığ’da yaşayan bir Kürt için “sorun” 2000’li yıllarda mı başlamıştır? İşte Halime Kökçe’nin kitabı çok az bir kısmı gözlerimizin önünde cereyan eden bu tarihi de ele alıyor.
Burada bir paragraf öncesine dönelim. Cumhuriyet’in olağan şüphelilerinin tarih ve kağıt üzerinde anlaşmaları, pratikte bir araya gelmelerinden daha kolay olabilir. Bunun iki temel nedeni var. Birincisi Kürtlerin de sandıkta etkili bir siyasi güç olması, diğeri Kürt ‘sorununun’ gündeme gelmesi sürecinin aynı zamanda bir Kürt modernleşmesi süreci olarak cereyan etmesi. Ve bu modernleşmenin sık sık “öteki olağan şüpheliler”in beklentileriyle çelişmesi. Kökçe’nin kitabında, bu açı değilse bile bu iki farklı eğilim de göz ardı edilmemiş.
Ak Parti ve Kürtler, iki siyasi özneyi de hakkıyla ele alan, bu alanla ilgilenen herkesin okuması gereken bir çalışma.
http://www.stargazete.com/kitapsayfasi/olagan-supheliler-haber-336289.htm