Öykü Seçer Adamı
6 Ekim 2012
Bilal Can
Sâlik Yola Düşünce isimli öykü kitabından sonra Yılmaz Yılmaz arayı soğutmadan yeni bir eserle tekrardan okur karşısına çıktı. Bir hatırayı dillendirir gibi öyküler üzerinden hayatları sorgulayarak, kimi zaman bu sorgulamalarda bir gerçeği-hakikati işaretleyerek okuyucuları cevabı kendinde saklı gerçekliklere ulaştırmaya çalışıyor.
Size kendi hikayenizi anlatan anlatıcılara ihtiyacınız her zaman olacaktır. İnsan kendini, yani özünü hızlı bir devinim içindeki dünyada çok fazla izleyemez. Bu yüzden anlatıcılara, yani olayın özünü kavramış, işi bilen, sizi size anlatacak kişilerin size olan bakışını öğrenmeniz için anlatıcılara bakmanız lazım. Anlatıcılar iyi izleyicilerdir. Onların gördükleriyle herhangi bir insanın gördüğü arasında dağlar kadar fark vardır. Herhangi biri örneğin kapı önünde uzanan kediyi sadece bir resimle görürken anlatıcılar ise o kedinin aslında kapının önünde kendi geçmişini sorgular gibi, kendine bir hikaye bulmuş da hayatın rengi içine dahil olmak için sırasını bekleyen bir kahraman gibi görebilir. Arada çok fark var. Kimi tek renk görürken kimi tüm renkleri tüm ihtişamıyla görebilir.
İyi Anlatıcılara İhtiyacımız Var
İyi anlatıcılara ihtiyacımız var. Herkesin bir şeyler anlattığı dünyada tüm sesleri dinleme olanağımız olsaydı sanırım daha sıkıntı çekerdik. Şimdilerde en azından duymak istemediğimiz seslere kulaklarımızı, kapılarımızı, pencerelerimizi kapatabiliyoruz. Bu kitaplar için de geçerli. Sesini benimseyemediğimiz yazar ve şairlere kitaplığımızda yer vermiyoruz. Bu bir tercih meselesidir. Seçip kendimize en iyi gelen yazar ve şairleri konuk ediyoruz; önce evimize daha sonra zihinlerimize. Bize iyi gelmişse anlattıkları o zaman o yazar bizim daimi misafirimizdir, hatta kırk yıllık dostumuz gibidir.
Öykü Seçer Adamı
Sabahleyin Bir Tantana karşılıklarla ara ara zıtlıklarla sunulan öykülerden oluşan bir eserdir. Bireysellik – toplumsallık, geçmiş – gelecek, iç ses – dış ses, kesin inanç – kararsızlık gibi temalar hikayelerde gözlemlenen karşılıklar. Bunları cümle aralarında yazarın anlatımından gözlemleyebilirsiniz.
Salik Yola Düşünce ile irfan, kemalâtı elde etmek için içsel yolcululuğun dışsal yolculukta nereye tekabül ettiğini izlediğimiz hikayelerle yola çıkan Yılmaz Yılmaz Sabahleyin Bir Tantana isimli kitabında ise daha çok dış seslere yönelmiş. Hikayelerin genel özelliği etrafta duyacağımız sesleri, göreceğimiz hayatları ya da yaşadığımız hatıraları anımsatır nitelikte. Aşina olduğumuz belki de yakinen tanıdığımız kişilerle karşılaşabilir, onların yaşadığı sokaklardan, mekanlardan geçebiliriz. Yılmaz Yılmaz öykülerinin bize aşina gelmesi ve bu seslere karşı yabancılık hissetmememizin temel sebebi belki de bu yüzdendir.
http://www.on5yirmi5.com/genc/yazar/bilal-can/oyku-secer-adami.i105533.html