Son Büyük Türk Şairinin Portresi
20 ŞUBAT 2014
"Yaşamak için midesine indirdiği şeyin karşılığını alnının teri ile elde etmeyen bir yurttaş asalak bir varlıktan başka bir şey değildir."
- Jules Romains, Dirilen Şehir
"Bir yerde, bir noktada duramaman:
Seni büyük yapan da bu değil mi?
- Goethe, Doğu-Batı Divanı
Başlarken Mustafa Kutlu'nun sözlerini kullanmak isterim. İsmet Özelson büyük Türk şairidir. Şiiri, Türk sözüdür. Bu yüzden ne sosyalist taraftayken ne de kendi deyimiyle ihtida ettikten, yani Müslüman olduktan sonra şiirlerine bir itiraz dahi olmamıştır. "Türkiye’nin bugün geldiği değil, getirildiği noktada şiirlerimi okuyabilecek narodnik kalmadı" diyerek şiiri bırakmasının ardından bir dönem Halkın Dostları dergisinde yol arkadaşı olan Ataol Behramoğlu şöyle demiştir: "İsmet Özel gerçek bir şairdir. Şiir her zaman onun için ciddi ve varoluşsal bir yaratıdır."
Daha önce İbrahim Tüzer'in oldukça geniş biyografisi "İsmet Özel: Şiire Damıtılmış Hayat"tan daha farklı bir deneme çıkarmış Reşit Güngör Kalkan. Tüzer'in biyografisinde şairin sadece yaşamının değil, şiirlerinin üzerinde de (teknik, üslup vb.) ciddi çalışmalar yer alır. İkincisinde ise tam bir portre denemesi okuruz. Roman tadında akıcılığı, fotoğraflarla zenginleşmiş sayfaları ve belli bir kronolojisi vardır. Önce uzun sayfalar boyunca İsmet Özel'in hayatını başından sonuna kadar ne çok derinlemesine kazıyarak ne de üstünkörü geçerek izleriz. Tam tadındadır. İsmet Özel'in aile, öğrencilik ve edebiyat yaşamını takip ederken aynı o zamanda o dönemlerin genel düşünce dünyasını, edebiyat çevresindeki ilişkileri, siyasi açmazları da öğrenmiş oluyoruz. Şu iki güzel anıyı hemen kitaptan almam icap ediyor:
"1966 Sonbaharı... Zarifoğlu anlatıyor: Bir tek ilginç şey oldu. Rasim'le camın kenarında duruyoruz, içki bardakları ve çörek tepsilerinin uzağındayız. Toplantıyı izlemek için Ankara'dan gelen İsmet Özel yanımızda. Birileri tanıştırdı. İsmet tebrik etti bizi. "Toplantının yıldızıydınız" dedi. Birkaç cümleden sonra "Bizim safımızda olmanızı isterdim" dedi. "Allah korusun" dedim. İsmet Özel'in yanında nursuz bir yüz belirdi. Hâşâ, "Ne karışır" dedi. Ve ben "Yalnız O karışır" dedim. Böyle oldu."
"Mülkiyeliler Birliği'nde de Cemal Süreya ile karşılaştık. Ayrılırken Edip Cansever'e "Size şiirlerimi göndereceğim" dedim. Dediğimi de yaptım. Edip Cansever'den heyecan ve övgü dolu bir mektup aldım. Mektupta diyordu ki "Bize şiirlerini gönderen çok olur, sanma ki herkese böyle sözlerle cevap veririm.". O mektup çok hoşuma gitmişti, hep yanımda taşıyor çıkarıp okuyordum. Böylece, Edip Cansever'le yazışmamız başladı."
Ailesi, 1944'de Kayseri'de doğumu, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF), Halkın Dostları dergisi, 12 Mart 1971 dönemi, Sosyalizm-İslâm-Türkçülük, İstiklâl Marşı Derneği, şiir kitapları ve yankıları, düzyazılarındaki derinlik, gazete yazarlığı deneyimleri... İsmet Özel'in hayatındaki önemli çizgiler ve kendi çizgileri Reşit Güngör Kalkan'ın bu portre denemesinde bir roman tadıyla akıyor. Okur Kitaplığı'ndan Eylül 2010'da çıkan kitap, İsmet Özel'in anlamaya çalışmak yolunda önemli bir adım. Zira şahsiyetlerin yaşamlarını da iyi bilmek gerekir ki fikirlerinin arkasında neler olduğunu bilebilelim.
Kendi işini kendi görmekten vazgeçmeyen, Kur'an ve sünnet ölçülerini kendine yegane kılavuz belirleyen, temel meselesini ahlak üzerine kuran, emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker çizgisinden şaşmayan şairden etkilenme konusunda ise Reşit Güngör Kalkan müthiş bir açıklama yapıyor: soylu bir akrabalık kurmak.
Evvel refik, badel tarik. Önce yoldaş, sonra yol. Bu yüzden her yolun başı, dertdaş olmak. İsmet Özel de buna bir hayli değer verir. "Ve'l-Asr"dan:
"Sözün özü; anladıklarımızla dost oluruz, ancak dostlarımızı anlarız. Artık anlayamadığımız dostlarımızı kaybederiz."
Anlamadığımız ne çok şey var. Ve hiç anlamayacağımız. Niyet iyi olunca akıbet de iyi oluyor anlayış hususunda...
Yağız Gönüler
Kaynak:
http://ruhunakitap.blogspot.com.tr/2014/02/son-buyuk-turk-sairinin-portresi.html