Uğur Dündar’ı Kütahya’da Şimşek çarptı…

Uğur Dündar’ı Kütahya’da Şimşek çarptı…

31.03.2012

Adnan Berk OKAN

Rasim Ozan bu iki konuda vicdan azabı çekip çekmediğini sorarken; bir babanın çocuğunu azarlayışı gibi azarladı Yaşlı Çakal'ı..

Makalemin başlığında ülkemiz medyasının yaşlı çakallarından biri olan Uğur Dündar’ın müritlerindenYılmaz Özdil’in pek sevdiği bir tarzı denedim…
Hani…
İsim veya soy isimlerden cümle üretir ya Yılmaz; işte öyle…
Yaşlı Çakal’ı bildiğimiz meteorolojik şimşek çarpmadı yani…
Ya?..
Rasim Ozan Kütahyalı ile Lâtif Şimşek çarptı…
Nasıl mı?..
Anlatayım…

Uğur Dündar BEYAZ TV’de her Cuma saat 23.00’ten sonra yayımlanan ve bir “TV Tartışması Klâsiği” haline gelen, Lâtif Şimşek – Rasim Ozan Kütahyalı – Ümit Zileli üçlüsünün yaptıkları DİNAMİT’te telefonla katıldı…
“Telefonla Canlı” değil de “Bedensel Canlı” yayına katılmak için çok kere söz vermiş Lâtif Şimşek’e…
Ama…
Mutat, sözünü yerine getirmemiş…
Bunu da yine dün gece (30.03.2012) öğrendik…


Uğur Dündar yayına neden mi bağlandı?..
Anlatayım efendim…

Takip edenler hatırlayacaklardır…
DYP Genel Başkanı Prof. Tansu Çiller’e bir dönem siyasi danışmanlık hizmeti veren Hüseyin Kocabıyık, Uğur Dündar’ın, Çiller’in yarı çıplak (doktorda çekilmiş) fotoğraflarını elden ele dolaştırdığı 28 Şubatgünlerini bir kez daha hatırlattı…

Ve tabii Uğur Dündar (her zaman olduğu gibi) hemen inkâra saptı…
Ne var ki Lâtif Şimşek bu inkârcılığın ayıbını, Yaşlı Çakal’ın hayattaki en yakın arkadaşı Emin Çölaşan ile vurdu yüzüne...
Emin Çölaşan kitabının 107. sayfasından bir cümle okudu…
Aynen şöyle diyordu Çölaşan:
"Bir gün beni Uğur Dündar çağırdı ve gel sana bir şey göstereceğim dedi. Bir kadın siyasetçinin çıplak resimlerini gösterdi"…


Yaaaa…
Gördünüz işte…
Belli ki Yaşlı Çakal en yakın hayat arkadaşının kitabını baştan sona okumamıştı…

Peki…
“Kadın siyasetçi” kim miydi?..
Tabii ki DYP Genel Başkanı ve dönemin Başbakan Yardımcısı / Dışişleri Bakanı Prof. Tansu Çiller’di…

Lâtif Şimşek bu olayı hatırlatıp sordu:
“Uğur Bey, sizin eşinizin böyle yarı çıplak fotoğrafları çekilip elden ele dolaştırılsa kızmaz mısınız?..”
Uğur’un cevabı “kem – küm”…

Şimdi...
Sadece Uğur Dündar’a değil...
İki çocuk annesi bir Hanımefendi’nin rızası dışında, doktorda çekilmiş yarı çıplak fotoğraflarını elden ele dolaştıran ve kahkahalarla birbirlerine gösteren; Emin Çölaşan ve Mesut Yılmaz’a aynı soruyu soruyorum:
“Baylar; sizin eşinizin böyle yarı çıplak fotoğrafları çekilip elden ele dolaştırılsa ne yapardınız?..”
Ve...

Uğur Dündar'ın yaptığı ayıbı savunan Ümit Zileli'den bir koca, bir  veya bir sevgili olarak cevap vermesini istiyorum:
"Ümit kardeş... Senin eşinin aynı fotoğrafları çekilse ve elden ele dolaştırılsa ne yaparsın?"...
Sen bu cevabı düşünürken ikinci sorum ise gazeteci Ümit Zileli'ye:
"Hasta haklarını ihlâl niteliği taşıyan ve yasadışı olduğu bilinen böyle fotoğraflar sana gelse, mağduru arayıp 'bende yarı çıplak fotoğrafların var' diye bir tür tehdit mi uygularsın?.. Yoksa konuyu mağdur ile paylaşıp fotoğrafları sana getirip teslim eden kişiyi savcılığa şikâyet mi edersin?"...

Tabii ki bu sorum; insan olmakla gazeteci olmayı birbirinden ayıran vicdan sahibi herkese...
Vicdan sahibi olmayanlara neden sorayım ki?..
Onlar mutlaka Yaşlı Çakal'ın yaptığını yapacaklardır...

Şimdi de Rasim Ozan Kütahyalı’nın yılların şişirilmiş ve kendinde “dokunulmazlık” addeden balonunu nasıl patlattığına geleyim…
Rasim Ozan Yaşlı Çakal'a sordu:
“28 Şubatçılardan biri olduğunuzu herkes biliyor; peki o dönemle ilgili özeleştiri yapacak mısınız?..”

Cevaba bakar mısınız?..
“Ben yaptığım bütün haberlerin arkasındayım”…

Yaşlı Çakal’ın yaptığı haberlerin (1996 – 1997) nasıl ve hangi generallerden gelen talimatlarla hazırlandığını ise en yakın çalışma arkadaşlarından biri olan Nuraydın Arıkan yüksek lisans tezinde (MEDYA) anlatıyor…
Hem de ne anlatmak…
Tez; Yaşlı Çakal’ın 28 Şubat darbecilerine lojistik destek vermek, onlardan emir ve talimat almak suçlamalarına muhatap olacağı yargılamada aleyhine kullanılacak “en somut kanıt” olacak…

Genellikle muhataplarına karşı çok acımasız sorular sormasıyla tanıdığımız Rasim Ozan, Oktay Ekşi’yi nasıl da yok etmişti hatırlıyor musunuz?..
Ama…
Rasim, Dündar’a karşı daha merhametliydi…
Programdan sonra ben bunu hatırlattım kendisine ve sebebini sordum…
Cevabı son derecede insani idi:
“Şu anda işsiz, herhangi bir yerde yazmıyor, ekran imkânı sınırlı… Güçsüzlüğünden istifade ediyor durumuna düşmek istemedim…”
Sonra da ekledi.  "Ama bana da haksızlık etme; sorulabilecek en önemli soruları sordum..."

"Peki cevabını aldın mı?"
"Tabii ki alamadım çünkü cevap vermek yerine herkesi suçlamayı tercih etti...

Ancak...
Hakkını teslim edeyim...
Uğur Dündar’a karşı böylesine merhamet yüklü Rasim Ozan iki konuda hiç acımadı Yaşlı Çakal’a:
1.) Şerafettin Yardımedici isimli bir yurttaşın Arena’da yayınlanan bir gizli kamera gösterisi(!)nden sonra intihar edişi…
2.) Akın Birdal’ın “öldürülmek kastıyla” vurulması…

Rasim Ozan bu iki konuda vicdan azabı çekip çekmediğini sorarken; bir babanın çocuğunu azarlayışı gibi azarladı Yaşlı Çakal'ı... 

Medya balonunun kendini savunmaya hazırlanırken bir “ama Rasim’ciğim” deyişi vardı ki…
Sanki…
“Ben ettim sen etme” deyip nedamet diliyordu…

Ve…
Yıllarca kendi ideolojik yandaşlarından aldığı sözüm ona madalyalarla hava atan, böbürlenen, kibirlenen medya efsanesinin aslında nasıl da kâğıttan bir kaplan olduğuna canlı tanık oluyordu izleyenler ve dinleyenler…

Bekledim ki Rasim, Yaşlı Çakal’ın, namaz kılan çocuklara yaptığı zulmü ve o zulmünden pişman olup olmadığını da sorsun…
Ama dedim ya…
Rasim, elinde kalemi ve ekranı olmayan yaşlı bir medya çakalına acımıştı…
Hem de çok acımıştı…
“Adam zaten düşmüş; yattığı yerde bir tekme de ben mi vurayım?” edasıyla ve merhametiyle daha fazla üstüne gitmiyordu…
Ama…

Şerafettin Yadımdici’nin intiharından ve Akın Birdal’ın öldürülme kastıyla kurşunlanmasından; somut gerekçelerini de açıklayarak Yaşlı Çakal’ı sorumlu tutması, asla akıllardan çıkmayacak görüntülerdi…

Şimdi Kürşat Yılmaz’ın, Arena yapımcısı Uğur Dündar’ın Şerafettin Yardımedici’ye tuzak kuruduktan sonra adamcağızın intihar ettirilişine ilişkin bilgilerini ne zaman açıklayacağını merak ediyorum…
Umarım yargılama başlamadan onları da önce kamuoyu öğrenir…
Ki…
Yargılama sırasında, Yaşlı Çakal’ın kendisini acındırmak için yazacağı senaryolar daha en baştan fos çıksın…


[email protected]

http://haber.rotahaber.com/ugur-dundari-kutahyada-simsek-carpti_259051.html