Ünsal Ünlü ile Şiir ve Okur Kitaplığı Üzerine

Ünsal Ünlü ile Şiir ve Okur Kitaplığı Üzerine

 

Söyleşi: İsmail Okumuş & M.Emin Hacıbekiroğlu

Şiir serüveniniz ne zaman başladı?

Çok eskilerde başladı. İlk şiirimi sanırım ortaokul yıllarımda yazmıştım. Bir anlık sesli düşünmeyle gayri ihtiyari olarak kâğıda dökülen dizelerdi. Hece ölçüsündeydi. Ders kitaplarından okuduğum şiirlerin etkisiyle peyda olmuştu bende. Daha sonra uzun bir süre şiir yazdığımı hatırlamıyorum. Onsekiz yaşından sonra şiir yazdığımı ve bu şiirleri kimseyle paylaşmadığımı biliyorum. 2003-2004 yıllaına kadar iyi bir şiir okuru olarak gördüm kendimi. Çünkü kendimi test etmek için bu yılları nedense beklemem gerektiğini düşünmüş olmalıyım. Ama iyi oldu, beklediğime memnun oldum. Başkalarının şiir için acele ettiğini ve çok geçmeden şiiri bıraktıklarını gördükçe bu düşüncem daha bir pekişti, diyebilirim.

İbrahim Tenekeci günlükleri için “şiirlerimin sahne arkası” diyor, günlük sizin için de şiire kaynaklık ediyor mu? Şiir yazarken hangi kaynaklardan besleniyorsunuz?

Günlük tuttum, evet. Ancak, şiirime kaynaklık edecek kadar sürekliliği olmadı bunun. Ama şiirimin sahne arkasını belki ileride anı olarak yazabilirim

Şiir ontolojik bir kaygı, derin bir duyuş, dışa dönük bir gösterim (yansıma) ve bilgi merkezli kurgu olarak belirir bende. Yaşamımın her anı ve bu zamana kadar şiirle kurduğum ilişki ve şiirin muhatap olduğum toplam birikimi şiir yazarken bana yoldaşlık eder.

Nasıl şiir yazıyorsunuz?

Bu bazen bir şiirin bende bıraktığı bir anlık hisle başlayabilir ve geriye dönük bir hafızamın sirkülasyonuyla kendini arar ve belli bir dinginliğe ulaştığında da şiir tamamlanmış olur. Şiirin her zaman yazılma ihtimali vardır; ancak, her istediğinizde şiir yazamayabilirsiniz. Zorlama ve yazılmış şiirleri tekrarlamak istemiyorsa şair bu böyledir. Şiirde otonomluk ister istemez tekrar şiirler yazılmasına neden oluyor. Çok sık şiir yazan şairlerde buna sık rastlarız. Böyle olunca da şiir özgünlüğünden ve heyecanından çok şey kaybediyor. Şair de öyle…

İnternet ortamında onlarca şiir sitesinde, çoğu şairin şiiri izinsiz yayınlanıyor; usta şairlerle adı duyulmadık binlerce şair yan yana duruyor. Sizce şiir-internet ilişkisi nasıl olmalıdır?

Şiir dışa dönük bir olgudur. Topluma, ötekine yani kitlelere ulaşmak için kendine mecra arar. Eskiden kalabalık meydanlarda okunan şiir kâğıdın icadıyla matbu olarak, radyo ve televizyonun icadıyla sesli ve görsel olarak, internetin icadıyla da bunların hepsini kapsayan hem yazılı hem görsel hem de sesli olarak kendine geniş bir mecra buldu. Edebiyat ve şiir otoritelerinin geç intibak ettiği bir alan olarak internet bu otoritelerin öyle ya da böyle zorlu onay süreçlerini yaşamak yerine kontrolün pek mümkün olmadığı, isteyenin istediğini istediği zaman yayınlayabileceği bu mecralara genç veya amatör şairlerin çoğunun çok çabuk yönelmesini sağladı. Artık, kimsenin zorlu süreçler yaşamasına gerek olmadığı düşüncesi edebiyat ve şiir otoritelerinin otoritesinde de zayıflamaya neden oldu. Çünkü, internet ortamına sadece şiire yeni yönelmiş genç veya amatör şairler değil, belli bir zamandan sonra usta şairler de intibak etmeye, şiirlerini doğrudan ya da dolaylı olarak (başkalarının yayınlamasına göz yummak suretiyle) yayınlatmaya başlamışlardır. Bu süreçte usta şairlerle adı duyulmadık binlerce şairi yan yana getirmiştir.

Şiir internette yayınlanmalıdır; nitelikli şiir siteleri artmalıdır. Ancak, nitelikli şiir sitelerini de şiire nitelik katacak insanlar kurmalı ve devam ettirmelidir. Yani, editörlük kurumu ve editoryal süreç nitelikli şiir ve edebiyat dergilerinde olduğu gibi korunmalıdır. Yoksa hepsinin birden değersizleşerek anlamsızlaşmasına neden olabilir.

Türk şiirinin bugünkü yönelimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ayrıca kendinizi daha çok nereye yakın hissediyorsunuz?

Türk şiiri çok geniş ve tarihsel olarak da derin bir damardan besleniyor. Bu damarı sadece modern unsurların şiirimize yerleşmesiyle birlikte başladığı dönemle anmak bana pek doğru gelmiyor. Şiirin İnsanla başladığı gerçeğini başta Kur’an olmak üzere kutsal kitaplardan çıkarmak mümkün. Dahası biz de hala canlılığını koruyan Divan şiirini de şiirimizin kaynaklarına dahil etmek durumundayız. Özellikle, modern şiirin şiirimize dahil olup, Türk Şiirini dönüştürmeye başlamasından sonra birçok akımlara ve dönemlere ayrılan şiirimizde son 50-60 yıl boyunca birçok başlıklarda kendini tanımlamıştır. Şiirin dönemlerini oluşturan, akımları etkileyerek oluşmasına zemin hazırlayan siyasi ve toplumsal gelişmelerdir. Zaman zaman reaksiyoner ve aksiyoner bir dile yaslanarak politik ve apolitik cephelerde varlığını sürdüren şiir çoğu zaman etkinliğini ve gücünü korumuştur. Günümüz 2000 sonrası şiirine en büyük etkiyi globalizmin değer ve kültürel dönüşüm etkisine maruz kalan toplumun yaşadığı çelişkiler ve kapitalizmin açtığı gediklere karşı gösterilen belli belirsiz reaksiyoner tepkiler yapmaktadır. Türk şiiri kendi durduğu yer ve şartları itibariyle bir tepkisel duruşa sahiptir.

Şiirim biçim ve üslup bakımından modern olanı taşımakla birlikte içerik ve anlam döngüselliği bakımından yaşadığım zamana, coğrafyaya ve şartlara bağlı tüm unsurların yansımalarını barındırır. Ne kadar gelenekçiyiz, ne kadar moderniz, ne adar evrensel, ne kadar yerel, ne kadar özgüvenli, ne kadar kompleksli ise hepsinden besleniyor şiirim.

Mühendis Ünsal Ünlü ile Şair Ünsal Ünlü anlaşabiliyorlar mı?

Mühendis Ünsal Ünlü, toplumsal kalkınmaya hizmet eden bir insan burada. Zamanının önemli bir bölümünü buna ayırıyor şimdilik. Şair Ünsal Ünlü ise bu kalkınma reflekslerini ve yolculuğun tüm şartlarını sorgulayan ve eleştiren bir insan. Çelişkilerle dolu bir yaşam gibi görünüyor benimki; ancak, bu çelişkileri yaşamadan anlayabilmek ve sorgulayarak eleştirebilmek de pek mümkün görünmüyor. Bazı farkındalıklara sahip olmak için sanırım farkında olmadan bir bedel ödüyorum. Kalkınmacılığı olmazsa olmaz bir şey olarak görmüyorum. Kapitalizmin sınırsız arzularını ve sonsuza doğru evriliyor gibi görünen ilerleme oyunlarına karşı bir farkındalığı olması lazım toplumların. Bunu da belki ilk fark edenlerin başında şairlerin olması gerektiğini düşünüyorum. Anlaşıyorlar nitekim…

Okur Kitaplığı’nın Genel Yayın Koordinatörlüğünü yapıyorsunuz, yayınevinizin yayın politikası nedir?

Ocak 2010’da kurduğumuz Metamorfoz Yayıncılık’ın bir markası olarak doğdu Okur Kitaplığı. O zamandan bu zamana çoğu edebiyat ağırlıklı otuzaltı kitap yayınladık. Hedeflediğimizin üzerine bir ilgiye mazhar olduğumuzu ve bu ilginin her geçen gün katlanarak arttığını söyleyeyim. “Aydınlanmak için…” mottosuyla ve “Seçkin eserler yayınlamak” anlayışıyla başladığımız yayın hayatımıza hızlı ve kararlı adımlarla devam ediyoruz. Okur Kitaplığı olarak Ümit Aktaş, Metin Önal Mengüşoğlu, Cemal Şakar ve Güray Süngü gibi usta kalemlerin tüm eserlerinin yanı sıra usta ve genç yazarların eserlerini yayınlamaya devam edecek inşallah. Özellikle birçok nitelikli eserlere imza atmış Müslüman düşünür edebiyatçıların eserlerinin gölgede kalmayı hak etmediklerine inanıyoruz. Bunun için biz elimizden gelenin fazlasını yapmaya özen gösteriyoruz. Biraz önce belirttiğim hususlar çerçevesinde idealize ederek arkadaşlarımızla birlikte kurduğumuz yayınevine yakında “Okur Akademi” isminde nitelikli seçkin akademik çalışmaları yayınlayacağımız yeni bir konsept daha ekledik. İnşaallah, ilk kitaplarını Ocak 2012’den itibaren yayınlamaya başlayacağız.

 

18 Eylül 1975’te Osmaniye’nin Bahçe ilçesinde doğdu. İlköğrenimini Bahçe’de, lise öğrenimini ise Osmaniye’de tamamladı. Sonrasında, YTÜ İnşaat Fakültesi Harita Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Hâlen enerji&inşaat sektöründe çalışmaktadır. İlk şiirini 1988 yılında yazdı. 2004 yılında Kırklar dergisinde yayınlanan ‘Devr-i Daim’ şiiriyle görünürlük kazandı. Şiir ve yazıları Kırklar, Dergâh, Derkenar, İkindi Yağmuru, Kırknar, Mavi Yeşil, Tasfiye ve Yarın dergilerinde yayınlandı. ‘Savaşlar Kararında’ yayınlanan ilk şiir kitabıdır. Ünsal Ünlü aynı zamanda Metamorfoz Yayıncılık’ın kurucularından olup, yine bu yayınevinin bir markası olan ‘Okur Kitaplığı’ ve ‘Okur Akademi’nin genel yayın koordinatörlüğünü sürdürüyor. Evli; bir kız ve bir erkek çocuk babasıdır.

 

Kafile Dergisi, YTÜ Edebiyat Klübü Yayını, Sayı: 1, Aralık 2011, Sayfa: 18-21