Zafer Acar romanında bir şey rahatsız ediyor!
'Suçsuzluğumu Affet', bir şairin yer yer aşkını serptiği yer yer de öfkesini püskürttüğü bir roman.
28 Mayıs 2012 Pazartesi
Dunyabizim.com ofisini ziyarete gittiğim gün, beni oraya, yeni doğmuş bir kitabın çağırıyor olduğunu bilemezdim. Şeker pembe ve lacivert renklerle desenlenmiş fon ve tahta bir sancakta dalgalanan beyaz bayraktı kitabın kapağı. Pembenin çekiciliği mi, lacivertin derinliği mi, yoksa beyaz bayrağın masumiyet dalgası mıydı beni ona çeken, bilemiyorum. Her ne idiyse buluşmuştuk işte.
Yok, çoğu kitapta olduğu gibi alıp bakacak ve yerine bırakacaktım. Fakat “bu sayfaya da bakayım, şu sayfaya da, o mısra da çok derinmiş” derken kitabı bırakamadığımı gören editörümüz, “size verebiliriz, yayınevleri sık sık yeni çıkan kitaplarını gönderiyorlar zaten” dediğinde, hay hay deyip, sevincimle kanatlarımı yeni bir dünyaya çırpmak için açmış, ofisten çıkmıştım. O aralar sınavlarım olmasına rağmen, kitabı elimden bırakamıyor, her şeyi bir süreliğine bir yana bırakıp bu kitabın sızılarına inmek istiyordum. Şair eli değmiş bu kelime hamurları aşk ve estetik ile yoğrulmuş, kimi zaman da kabartma tozunun işlevselliğinde, hak edenlere yumruk gibi doğrulmuştu. Anlayacağınız; okumak ve değerlendirmek için birçok sebebim olmuştu Zafer Acar’ın Suçsuzluğumu Affetromanını.
Gıybet, sevgiyi ve toplumu kemiriyor
Gıybet teması üzerine kurulu roman, önemli bir toplumsal sorunu ve onun yol açtığı sıkıntıları, haysiyet/şahsiyet zedelenmelerini göstermesi açısından önemliydi.
İnsanların muhatabına düşüncelerini ya da soru/n/larını açıkça söylemekten kaçındığı ve dedikoduya başvurduğu (hatta bir kişiyi tanımak için bununla da yetindiği) bir zamanda Zafer Acar'ın -tabiri yerindeyse- bu karın ağrısını romanlaştırması, belki de roman dünyasında bir hekimin hasta bölgeye ilk neşteri atması gibi değerli olacaktı.Suçsuzluğumu Affet; gerek sosyal ilişkilerde gerekse ikili ilişkilerde neyi yapmamayı göstermesi açısından oldukça iyi bir roman.
Âşık olmak, Tanrı'ya saygı da duymak
Romanın kahramanı Kahraman Yalın; aşkı, Tanrı'ya saygı duyarak, karşı cinsi çok arzulasa bile tenselliğe indirgemeyen ve inandığı Allah için manevi değerlerini korumaya son derece özen gösteren bir karakter. Üstelik kültürel sancılanımlarıyla da dertli biri! İstiyor ki; insanlar insan olsun.
Kahraman Kahraman'ın, sevdiği kız Afet'e duyduğu sevginin harika betimlemelerle dile getirildiği ve benzetmelerin adeta bir sanat inceliği ve kıvraklığıyla işlendiği Suçsuzluğumu Affet romanı bu yönüyle de okuyucunun vaktini gülümsetiyor.
Rahatsız olduğum bir husustu
Şaşırmamanız için de söylemeli ki; kitapta tesettürü çıkarılmış kelime ve cümlelerle de karşılaşıyoruz. Bunlara kelimecik ve cümlecik de demeyi istiyorum. Zira sayıları kitabın kalınlığı göz önünde bulundurulunca gayet az. Fakat az da olsa bu çıplak kelimelerle karşılaşınca haya ediyoruz. O kelime ve cümleleri görünce “ben bu kitabı okumam” diyenlere de denk geldim. Haliyle bu ince hususa ne yapmalı, ne etmeli diye dert de edindim. Zira yazar; derinliği, Allah'ı sevişini ifade edişi, kâinatı ihata edişiyle, birkaç kelimesi ve cümlesiyle saf dışı bırakılacak bir yazar değil. Bilakis, yazara 'ne demek istedi' yaklaşımı daha isabetli olur, ancak Acar'ın da bu konuda sanırım okurun hassasiyetini yormaması gerek.
Son anda...
Suçsuzluğumu Affet ile ilgili cümlelerimi tamamlayıp son tashihlerimi yapmaya hazırlandığım anlarda, Acar'ın Diriisimli şiir kitabında bazı cümlelere tepki gösterip (haklı olarak) “ben bu kitabı okumam” diyen kardeşim, ansızınDiri'yi açıp, heyecanla, “Abla dün rastgele bir sayfa açtım, çok beğendim" dedi: “Disiplin cezasına çarptırıldım uzaklaştırma alıp da geldim dünyaya”. O an hem tebessüm hem tefekkür ettik. Sonra dönüp kendime, “sanırım” dedim, “dert edindiğim nokta tam da burası idi.” Bir yazarın birçok güzel yönü birkaç çirkin görünümlü yönüyle heba edilmemeli.
Özge Sena Bigeç, “suçsuzları artık affetsek” dedi
http://www.dunyabizim.com/manset/9956/zafer-acar-romaninda-bir-sey-rahatsiz-ediyor.html