Şehirden şehire benimle dolaşan, gittiğim ve bir süre yaşadığım memleketlerde beni yalnız bırakmayan, yalnız bırakmak ne demek, gelişip zenginleşerek yüküme yük,
gücüme güç (!) katan kağıttan incik boncuklar… Gazetelerden kesilmiş, dergilerden ve kitaplardan fotokopi edilmiş boy boy, deste deste matbuat yığını… Özel günlere,
önemli olaylara, büyük şair, yazar ve filozoflara, sanat ve edebiyatın hemen her türüne ait seçilmiş metinler…
Edebiyat ‘oyun’ mudur? Edebiyatı dil meselesi olarak görenlere, onu ‘lisanî’ bir ‘amaç’a indirgeyenlere göre öyledir. Onların hürmetleri müstakilen dile dönüktür. Kelimeyle
sergileyecekleri her türlü ‘hüner’, ‘yapıt’larının varoluşundaki tek sebeptir. Bu yolda varılacak son nokta artistik bir ‘kelime oyunu’ ve bu ‘oyun’la sağlanan görece özgünlüktür…
Bunlar, “kelime” der, “varsa yoksa kelime.” Kefen biçerler durmadan kelimeye. Kalemleri cımbızdır ve binbir cambazlıkla ipe dizerler edebiyatı…